Kızılcahamam
Kızılcahamam, eski ismiyle Yabanabad, Ankara ilinin kuzey kısmında yer alan bir ilçesidir. E5 Ankara-İstanbul Devlet karayolu üzerindedir. Kızılcahamam, Çubuk, Kahramankazan, Ayaş, Güdül, Çamlıdere ilçeleri ile Bolu ve Çankırı illeri arasında kalır. Dağlık ve ormanlık bir ilçe olan Kızılcahamam, 1712 kilometrekarelik bir alanı kaplar. İç Anadolu ile Karadeniz arasında geçişi sağlar. Köroğlu Dağları ilçenin en önemli dağı, Sakarya Irmağı'nın kollarından biri olan Kirmir Çayı da ilçedeki en önemli akarsudur. Ankara'ya içme suyu sağlayan Kurtboğazı, Eğrekkaya ve Akyar barajları Kızılcahamam Belediyesi sınırları içerisinde kalmaktadır.
Kızılcahamam'da yerleşimin ne zaman başladığı bilinmemekle beraber, ilk çağlara kadar uzanmadığı tahmin edilmektedir. İlk önce Hititlerin daha sonra da sırasıyla Friglerin, Lidyalıların, Perslerin, Galatların, Romalıların ve Bizanslıların hakimiyetinde kalmıştır. 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra Türkler Anadolu'nun her bir yerine akınlar yapmaya başlamışlar, 1073 yılında Ankara ve civarına gelerek çevreye yayılmışlardır. Oğuz boylarının adlarına Kızılcahamam ilçesinde ve çevresinde sıkça rastlamak mümkündür. Buna göre Malazgirt Zaferi'nden sonra Anadolu'ya yerleşen Oğuz Türkleri bugünkü bölge insanının kökenini teşkil etmektedir. 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonra Selçuklu Devleti Anadolu'ya akınlar yaparak 1073 yılında Ankara ve civarını ele geçirmişlerdir. Selçuklu Devleti'nin yıkılmasıyla beyliklerin hüküm sürmesinden sonra 1356 yılında Osmanlı Sultanı Orhan Gazi'nin oğlu Süleyman Paşa tarafından alınan Ankara ve civarı Osmanlıların eline geçmiştir. 1356 yılından itibaren Ankara Sancağı'na bağlı bir kaza olan Yabanabad'ın ilçe merkezi Demirciören köyü olmuştur. 1880 yılında ilçe merkezi bugünkü Pazar beldesine nakledilmiş ve 1915 yılına kadar buradan idare edilmiştir. Yol güzergahında olması ve şifalı suların bulunması sebebiyle ilçe merkezi 1915 yılında Pazar beldesinden alınarak Kızılcahamam'a taşınmıştır. Ankara yıllıklarında Kızılcahamam ismi Yabanabad olarak geçmektedir.
Kızılcahamam için Evliya Çelebi Seyahatnâme'sinde, "On gün yaban ovasında gezdik, bu da Engürü (Ankara) sancağı içinde yüz parça mamur köyü olan Subaşılık'tır ve hafta pazarı olan bir ilçedir." diyerek bahsetmektedir.
Roma döneminden beri kullanıldığı bilinen Kızılcahamam kaplıcaları Türkiye çapında ün kazanmıştır. Kızılcahamam genellikle Soğuksu Millî Parkı, kaplıcaları, otelleri, maden suları, tarihi yerleri ve festivalleri ile tanınır. Termal suları'nın pek çok hastalığa iyi geldiği söylenmektedir. Ankara'ya yakınlığı nedeniyle özellikle hafta sonları çok sayıda günübirlik ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Pazar günleri kurulan ilçe pazarında civar köylerden gelen köylüler, getirdikleri yöresel ve doğal ürünleri pazarlarlar. Son yıllarda yapılan büyük oteller kongre ve toplantılara ev sahipliği yapmakta, bu yolla ilçe turizmine büyük katkılar sağlamaktadırlar.