Çubuk
Çubuk, Ankara ilinin bir ilçesidir. Ankara il merkezine 35 km uzaklıktadır. Osmanlı Devleti'nde Fetret Devri'ni başlatan Ankara Savaşı, Çubuk Ovası'nda gerçekleşmiştir. Türkiye'nin ikinci en büyük uluslararası havaalanı olan Esenboğa Uluslararası Havalimanı ilçe sınırları içerisinde yer alır.
Çubuk ve civarı Anadolu'nun Türkler tarafından fethi sırasında ilk ele geçen yerlerdendir. Bu bölgeyi, Selçuklu komutanlarından Çubuk Bey ele geçirmiştir. Çubuk adının buradan gelmiş olabileceği konusunda görüşler bulunmaktadır. Çubuk'un ilk adının Çubukabad (Çubuk'un abat ettiği yer) olması da bu görüşü desteklemektedir. Çubuk ilçesine bağlı olan Kışlacık, eski adı Ahurlar olan Yeşilkent, Yaylak, Okçular ve Çatköy köyleri de 1402 Ankara Savaşı sırasında Yıldırım Bayezid tarafından kullanılan yerler olup, kullanılış şekline göre adlandırılmıştır: Kışlacık; karargâh olarak, Yaylak; hayvan otlakları, Ahurlar; ahırların bulunduğu yer, Okçular ve Çatköy köyleri de vadiden gelecek olan düşmana karşı Osmanlı ordusu okçularının yerleştirildiği yerlerdir.
İlçenin tamamı Oğuz Boyu'nun Yazır, Kızık, Karkın, Peçenek, Çavuldur, Eymür, Büğdüz ya da Yıva kollarından gelme Türkmen'lerdir.
Buna örnek olarak köy adları örnek olarak gösterilebilir. Köy adlarının büyük bir kısmı 24 Oğuz Boyu'nun adlarından biri veya varyasyonlarıdır: Kızık, Çavundur, Büğdüz, Kargın gibi.
Toplamda 77 kırsal mahallesi bulunan ve bunların tamamı Türk olan Çubuk'ta, 4 ayrı grup vardır. Bunlar Türkmen, Çıtak, Aşiret (Alevi) ve Ovalı olarak adlandırılmaktadır. 77 köyün 19'u Alevilik inancına mensup iken 58 köy ise Sünnilik inancına sahiptir.
Çubuk, ovaya ve içinden geçen çaya adını veren bir yerleşim merkezidir. Türklerin Anadolu'ya hâkim oldukları dönemde kurulan yerleşim yeri, Ankara'nın kuzeydoğusunda Karadeniz Bölgesi'nin geçiş kuşağında yer alır. Adını kurulduğu yerin yeşil olmasından almıştır. Çubuk, Ankara Savaşı ile birlikte tarihî önem kazanmıştır. İlçeyi oluşturan köylerin büyük bir kısmı Timur ile Osmanlı Devleti arasında yapılan Ankara Savaşı'nda yenilen veya yenen ordulardan geri kalanlar tarafından kurulmuştur.
İlk ve Orta Çağ'dan itibaren Kral ve İpek yolu güzergâhında bulunan ilçe toprakları, tarihî gelişim sürecinde, ister yerleşme, ister ekonomik faaliyetleri ile bazen hızlanan, bazen yavaşlayan dönemleri yaşayarak günümüze gelmiştir. Orta Anadolu bölgesinin geçiş kuşağında bulunan ilçe, Çubuk Ovası ve Çubuk Çayı'nın suladığı topraklar, dünden bugüne yerleşmenin yoğunlaştığı tarım alanlarıdır. Ankara’nın fethedilmesinden sonra kurulduğu tahmin edilen ilçe yerleşim alanı, tarih içinde Hattiler, Hititler, Frigyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklu Hanedanı ve Osmanlı hâkimiyetinde kalmıştır. Bıraktıkları tarihî kalıntı ve izler; bu uygarlıkların kültür ve uygarlığını günümüze ulaştırmıştır.
Çubuk ve çevresinde ilk yerleşen Türk boyları genellikle harabe ve yüksek yerleri seçerek yeni iskân merkezleri kurmuşlardır. Bu nedenle bölgede Roma ve Bizans dönemi izlerine rastlanır. Çubuk'ta Balıkhisar mahallesindeki kalıntılar, Camili ve Çatköy'deki kale ve kalıntıları, Güldarpı mahallesinde yapılan kazılarda bulunan mermer aslan heykeli ve Yakup Derviş mahallesindeki mezar kalıntıları Roma ve Bizans dönemine ait kalıntılardır. Ayrıca Siyemi Sultan Türbesi, Kutuören Köyü Camii, Melikşah Köyü Taş Hamamı, Mahmutoğlan Köyü Camii ve Çubuk Karşıyaka Camii tarihî eserlerdendir.
Türklerin bölgeye yerleşmelerinin, Ankara'nın fethinden sonra gerçekleştiği kabul edilmektedir. Bölgeye gelen Türkler askerlerinin yanında ailelerini, gelenek, göreneklerini, inançlarını ve yol boyunca kazandıkları maddi, manevi kültür değerlerini de yanında getirmişlerdir.
İlçede bulunan Sele Mahalleninde türbesi olan Şah Kalender Veli, bir derviş olup, Horasan'dan gelen yörüklerdendir. İlçenin Cumhuriyet Mahallesi'nde (Çubuk Lisesi yanında) daha önce bulunan ve şimdi yerinde iskân edilen binaların bulunduğu Gül Baba türbesi (Zaviye) de döneme ait izler arasında yer alır.
Horasan'dan gelen erenler, Ankara ve çevresinin Türkleşmesinde öncü olmuşlardır. İlçe ve Ankara çevresi 1354 yılında Osmanlı Devleti hâkimiyetine katılmıştır. Osmanlı kaynaklarında Çubuk Bazarı, Çubukabad aslında yerleşim yeri olarak geçer. Abad: mamur, şen ve bayındır anlamına gelir. Evliya Çelebi 17. yüzyılda doğudan batıya doğru yaptığı seferi anlatırken; Çubuk Ovası'nı 10 gün boyunca gezdiğini ve burasının 150 akçelik kaza, 7 nahiye ve 70 mahalleden oluştuğunu belirtmektedir. Evliya Çelebi seyahatnamesinden anlaşılacağı üzere ilçenin 1648 yılında bir yerleşim yeri olduğu açıktır.
1873-1882-1883-1891-1893-1900-1902 ve 1907 yılları Ankara Vilayet Salnamelerine göre; Çubuk 1873-1903 yılları arasında Ankara Vilayeti'nin Ankara Sancağına bağlı bir kazadır. 1903 yılı itibarı ile Çubukabad 88 mahallesi ile Ankara Vilayeti'ne bağlı nahiyeye dönüştürülmüştür. 1907-1910 tarihleri arası Ankara merkez kazasına bağlı bir nahiyedir. 21 Ekim 1920’de TBMM başkanı Mustafa Kemal Paşa ve bakanlar kurulu imzasıyla tekrar kazaya dönüştürülen Çubuk’ta bulunan Ravlı (Akyurt) ve Sirkeli köyleri nahiye yapılmıştır. 1990 yılında Akyurt Çubuk'tan ayrılarak ilçeye dönüştürülmüş, 2005 yılında alınan kararla da Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde yer almaya başlamıştır.