Elmadağ
Elmadağ, Ankara ilinin ilçelerinden biridir.
İç Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Sakarya Bölümü'nde yer alan Elmadağ, Ankara'nın 41 km doğusunda adını aldığı Elmadağ'ın kuzeydoğu eteklerinde kurulmuş, çok eski bir yerleşim alanıdır. Doğusunda Kırıkkale'nin Yahşihan, güneydoğusunda Bahşılı ilçesi, kuzeydoğusunda Kalecik, kuzeyinde Akyurt, kuzeybatısında Altındağ, batısında Mamak, güneybatısında Çankaya, güneyinde Bala ilçeleri vardır. Yüz ölçümü bakımından Ankara'nın en büyük 14'üncü ilçesidir.
Yapılan arkeolojik araştırmalardan elde edilen prehistorik eserler, Elmadağ ve çevresinin çok eski medeniyetlere sahne olduğunu göstermektedir. Bu araştırmalara göre MÖ 547'ye kadar Frigler ve Lidyalılar, MÖ 84'e kadar Persler ve değişik kavimlerin varlıklarını sürdürdüğü yöre bu tarihten sonra Roma İmparatorluğunun eline geçmiştir. 1071 Malazgirt savaşından sonra Anadolu'ya yerleşmeye başlayan Türkler 1073'ten sonra yörede etkin olmuşlardır. Anadolu'ya yapılan Moğol saldırılarından da nasibini alan yöre Moğol İmparatoru Baycu Noyan komutasındaki Moğol ordusu tarafından yakılıp yıkılmıştır.
Denizden yüksekliği 1135 m olan ve oldukça engebeli bir topoğrafyaya sahip olan ilçemizin batısı kısmen düzlüktür. Her tarafından derin vadilerle yarılmış yaylalar üzerinde aşınmış tepeler ve sırtlar yer alır. Güneybatısında 1862 m yüksekliğe sahip Elmadağ, kuzeyinde ise 1995 m yüksekliğinde kütle hâlinde İdris Dağı bulunur. İlçeyi boydan boya geçerek akan ve kuzeyde Kızılırmak ile birleşen Kargalı Deresi kar ve yağmur suları ile beslenen düzensiz bir rejime sahip bir akarsudur.
İlçemiz Perme-Trias yaşlı kalkerlerle, plosen formasyonları üzerinde yer alır. Bu alanın büyük bir kısmı mermerleşmiş beyaz kalker ile kaplıdır. Bazı kısımlarında ince kil tabakaları bulunur. Kalker tabakaları doğuda ve güneyde; yüzeyde görülürken batıya gidildikçe üzeri örtü tabakaları ile kaplıdır. Kargalı Deresi çevresinde dar bir şerit hâlinde kalınlığı fazla olmayan alüvyal topraklar yer alır. Kuzeybatısında plosene ait kırmızımsı esmer renkli killi seriler bulunur.
Yöre kışları soğuk ve sert geçen karasal iklimin etkisi altındadır. Yüksek ve dağlarla çevrili olması sebebiyle gece-gündüz ve yaz-kış sıcaklıkları arasında büyük farklılıklar görülür. Kar yağışları kasım ayında başlayıp nisan ayına kadar sürer. En fazla yağış ocak ayında görülür. Sonbahar mevsiminin son aylarında sis vardır. Rüzgâr her yönden esse de güneydoğu yönünden esen rüzgâr daha etkilidir.
İlçenin kuruluş tarihinin nereye kadar uzandığı kesin olarak bilinmemektedir. İlçenin yakınında Sungur yakınlarında bulunan heykel, küp, çanak, çömlek gibi kalıntılar incelendiğinde buranın çok eski dönemlerde yerleşmelere sahne olduğu anlaşılmaktadır. Bunlardan Hygeia (Sağlık Tanrısının Kızı Roma Dönemi) ve Asklepios (Sağlık Tanrısı Roma Dönemi) heykelleri Roma Dönemine, Yenipınar Mahallesi'ndeki Aşağı Cami, Osmanlı dönemine ait kalıntılardır.
İlçenin yerleşmesine ait ilk belgeleri yaklaşık 400 yıl önce düzenlenen Ankara Şer'iye Mahkemesi sicillerinde görüyoruz. Yozgat Köyü adı ile anılan Elmadağ, bu dönemde Ankara'ya bağlı bir yerleşim yeri idi. Bu kayıtlardan Elmadağ'da kervanların konakladıkları bir Derbent köyü olduğu belirtilmektedir. İlk yerleşme bugünkü Yenipınar ve Yenidoğan Mahalleleri'nde olmuştur.
1785-1809 yılları arasında Ankara sancağı, 13 kazadan meydana geliyordu. Bunlardan Kasaba-i Bala ve Çukurcak Nahiyesi'ne bağlı Yozgat Köyü (Asi Yozgat) görülmektedir. 1902 yılında Ankara vilayeti salhanesinde Ankara ilinin 5 sancak ve 21 kazadan oluştuğu belirtilmektedir. Asi Yozgat, bu sancaklardan biri olan Ankara merkez sancağına bağlı Bala kazasına ait bir mahalledir. Kurtuluş Savaşı'na her şeyi ile katılan Elmadağlılar Atatürk Ankara'ya geldiğinde O'nu karşılayan Seymen Alayı'nın içerisinde de varlıklarını göstermişlerdir.
Yapılan arkeolojik araştırmalardan elde edilen prehistorik eserler, Elmadağ ve çevresinin çok eski medeniyetlere sahne olduğunu göstermektedir. Bu araştırmalara göre MÖ 547'ye kadar Frigler ve Lidyalılar, MÖ 84'e kadar Persler ve değişik kavimlerin varlıklarını sürdürdüğü yöre bu tarihten sonra Roma İmparatorluğu'nun eline geçmiştir. 1071 Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'ya yerleşmeye başlayan Türkler 1073'ten sonra yörede etkin olmuşlardır. Anadolu'ya yapılan Moğol saldırılarından da nasibini alan yöre Moğol İmparatoru Boycu Noyan komutasındaki Moğol ordusu tarafından yakılıp yıkılmıştır.
İlçe merkezinde hâlen devam eden tandır ekmeği yapımının Selçuklulardan günümüze kadar devam ettiği sanılmaktadır. Yine kökü Selçuklulara kadar uzanan halıcılık, el dokuması, kilim, heybe ve çantalar kültürümüzün zenginliklerini günümüze kadar getirmiştir.